KUDÜS DAVASI SEMİNERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ

“HAYIR ÇARŞISI”(KERMESİMİZİ) GERÇEKLEŞTİRDİK.
Nisan 30, 2019
SUFFE KÜLLİYESİ VE ŞEHİT ENES ÇİÇEK MESCİDİNİN AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
Haziran 1, 2019
“HAYIR ÇARŞISI”(KERMESİMİZİ) GERÇEKLEŞTİRDİK.
Nisan 30, 2019
SUFFE KÜLLİYESİ VE ŞEHİT ENES ÇİÇEK MESCİDİNİN AÇILIŞI GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
Haziran 1, 2019

Konuşmacı: Dr. Abdullah İsmail Ebu Cerbu
Şehir : Gazze – Filistin
Eğitimi :
Doktorasını Sudan Hartum Üniversitesinde yaptı

Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu
Kardeşlerim
Bu mübarek Cuma akşamında ve mübarek Ramazan ayında sizlerle birlikte olmak benim için büyük bir şereftir. Kudüs davasını tanıtmaya başlamadan önce sizlere Gazze deki kardeşlerinizin selamını getirdim onlar sizleri Allah için çok seviyorlar.
Kardeşlerim
Kudüs davası sadece Filistinlilerin, Gazzelilerin ya da Arapların davası değildir! Kudüs davası bütün İslam aleminin ortak davasıdır. Bu inancımızın bir gereğidir.
Yahudiler İngilizlerle Filistin’e ilk geldiklerinde bunu dini bir vecibe olarak görüp öyle geldiler. Onlar şuan dahi çocuklarına eğitim verirken bunu zihinlerine işliyorlar.
Dolayısıyla bizlerin bu konuda daha hassas davranması gerekli!
Kudüs’ün ve Mescidi aksanın özgürleşmesi için her Müslümanın ayriyeten bir çaba, gayret göstermesi gerekli!
Nitekim Allah c.c İsara süresinin başlarında şöyle buyurmakta: ” Bir gece, kendisine bazı ayetlerimizi gösterelim diye kulunu Mescidi Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah her türlü eksikliklerden münezzehtir. O, gerçekten her şeyi işitmekte ve görmektedir. ” (İsra 1.)
Mescidi Aksa Müslümanların ilk kıblesi, Peygamber s.a.v ” Üç mescitten başkasına yolculuk edilmez ” dediği üçüncü mescit, İsra ve miracın beşiği, kendisi ve etrafı mübarek olan bir yerdir. Ve maalesef o mübarek yer esaret altında siyonist işgalcilerin kirli postallarıyla girip kirletiliyor. İş bu durumdayken bizim uykumuzun kaçması gerekiyor. Dolayısıyla benim elimden bir şey gelmez, ben bir şey yapamam demek yerine! Ben ne yapabilirim bu uğurda ne gibi fedakarlıklarda bulunabilirim derdinde olmamız gerekli! Bu uğurda Vaktimizi, malımızı, çoluk çocuğumuzu dolayısıyla bütün imkanlarımızı seferber etmemiz gerekli! Bunları yapamıyorsak kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Allah c.c bizi hesaba çekeceği zaman ne cevap vereceğiz diye düşünmemiz lazım. Hiç olmasa orada, siyonist işgalcilere karşı dimdik ayakta duran, direnen kardeşlerimize her namazdan sonra dua edelim!
Evet kardeşlerim
İmam Ebû Davud, Sünen’inde Hz. Peygamber’in azadlı cariyesi Meymûne’den şu rivayeti nakletmektedir:
Bir gün Meymûne Hz. Peygamber’e gelir ve: “Ya Rasûlallah! Beytu’l-Makdis’e (Mescid-i Aksâ’ya) gidip gitmeme hakkında bize ne buyurursunuz?” der. Allah Rasûlü:
“Gidin ve orada namaz kılın!” diye cevap verir. Fakat o zaman orada (Bizans ile Persler arasında) savaş vardır ve bunu dikkate alan Peygamberimiz hemen şunu ilave eder:
“Şayet oraya gidemez ve orada namaz kılmazsanız, bari oranın kandillerini aydınlatacak yağ gönderin!” buyurur. (Ebû Davud, Salat 14, no: 457)
Evet, aynı bölgede bugün çeşitli savaşlar ve abluka var. Bugün de oraya fertlerin gitmesi âdeta imkansız. Fakat Gazze’de sönmüş olan kandilleri tekrar yakacak maddi yardımları gönderebilmek pekala mümkün. Ancak Gazze’de sönen sadece kandiller değil. Zaten çoktandır abluka altında olan bölgede, ekmekten tutun, ilaca kadar her şeye ihtiyaç var.
Bu gün sizlerin Aksa ve Gazze için yapacağı her şey kandil yağıdır! Oradaki yetim ve dullara kefil olmak bir kandil yağıdır. Bir iftar yemeği vermek kandil yağıdır. Malının zekâtını oraya yollamak bir kandil yağıdır. Sadaka ve diğer bütün yardımlar birer kandil yağıdır. Aksanın özgürleşmesi için Allaha yapılan bütün dua, yalvarış ve yakarışlar birer kandil yağıdır.
Kardeşlerim
Bizler direniyoruz teslim olmadık ve asla olmayacağız da! Son zamanlarda sözde yüz yılın analaşması kapsamında Filistin’in tamamıyla yahudilere bırakılması hedefleniyor. Bunun için bazı adımlar atıldı ve atılmaya devam ediliyor. İlk adımlarından biriside Trump’ın altı ay önce İsraillin başkentinin Kudüs olduğunu ilan etmesi geliyor.
Maalesef buna Türkiye’yle birlikte birkaç ülkenin dışında kimsenin sesi çıkmadı! İşin en vahim tarafı da bazı Müslüman ülkelerin buna destek olup, finanse etmeleridir.
Bizler bütün bu adımları kabul etmiyor ve şiddetle ret ediyoruz! Bizlerin bu konuda taviz verip gevşeklik göstermesi düşünülemez. Onun için kardeşlerim bizler Aksa’yı bir an dahi boş bırakmamaya çaba gösteriyoruz. Her gün Filistin’in değişik yerlerinden yüzlerce kardeşlerimiz kadınıyla erkeğiyle çoluk çocuğuyla otobüslerle sabah namazından gelip ta yatsı namazına kadar orada Mescidi Aksa da nöbet tutmakta! Diğer grup gelmeden de bu gelen grup yerini terk etmemekte! Orada programlar düzenlenmekte, iftarlar verilmekte ve değişik faaliyetler yapılmakta. Tabi bütün baskılara, zülüm ve zorbalıklara rağmen bunlar devam etmekte! Amaç Aksanın sahipsiz olmadığını yahudilere göstermektir. Tabi buda ciddi bir maddi külfettir buda göz önünde bulundurulması gerekir!
Kardeşlerim
Siyonistler çok hainler ve Aksayı yok etmek için her türlü yolu denediler ve deniyorlar.1969 de Aksayı yakmaya kalkıştılar mihrabı ve bin yıllık minberini ateşe verdiler fakat Allah onu korudu, altını oydular çöker ve yıkılır diye oda olmayınca bu kez etrafındaki evleri çok fahiş fiyatlar vererek almaya başladılar. Taki etrafındaki evler onların olursa Aksa ya girişleri engellesinler diye öyle ki bir eve milyonlarca dolar veriyorlardı. Bazı aptallar evlerini bu şekilde sattılar fakat hiç iflah olmadılar. Bunlardan biri evini yirmi milyon dolara satan bir genç Annesi, babası ve çevresi satmaması konusunda onu ne kadar uyardıysa da dinlemedi ve sattı. Aradan bir hafta geçmeden kendisi ve altı tane arkadaşı çok feci bir trafik kazası geçiriyor ve hiç biri sağ kurtulmuyor. Cenazeleri mescidi aksaya getirilince ailesi unun cenaze namazını kılmayı reddetti diğer altısının namazını kıldılar fakat onun cenazesini kimse kılmadı ve yahudi mezarlığına gömüldü.
Buna rağmen biraz geç dahi alsa elhamdülillah Filistin de ve diğer ülkelerde yaşayan Müslüman kardeşlerimiz uyanıyor. Burada sizlere iki sene önce yaşanmış bir kıssayı aktarmak istiyorum: Evi Aksanın yakınında olan aslen Filistinli olup Katarda bankada çalışan bir adam vardı. Yahudiler onun evini satın almak için geldiler. Bu ev kimindir diye sordular. Kendilerine Katarda yaşayan bir adamın evidir denilince bir şekilde telefonla ulaşıp Filistine gelmesini istediler. Adam geldi ve bu ev senin mi dediler evet benim dedi. Bu evi bize satar mısın dediler. Adam ne fiyat veriyorsunuz? Onlarda ev senin fiyatını da sen biçersin dediler. Adam sizin evime biçeceğiniz fiyatı merak ediyorum deyince sana bu ev içi bir milyon dolar veririz dediler. O da bir milyon çok az bu ev daha fazla eder dedi. Onlarda iki milyon verelim? Deyince adam tekrar az dedi ve fiyat ta 20 milyon dolara kadar çıktı adam yine az deyince! Önüne çek defterini koydular sen bir rakam yaz biz onaylayalım ne yazarsan hangi rakamı yazarsan kabul dediler. O da tamam evi size satacağım ama bana bir yıl mühlet tanımanızı istiyorum deyince onlarda bizim sana nasıl bir teklif sunduğumuzu görüyorsun neden bir yıl bekleyeceksin ki ara onları hemen ikna et bitsin bu iş dediler. Adam benim ortaklarım çoktur hangisine ulaşacağım ki dedi. Yahudiler kimdir senin bu ortakların dedi adamda 1,5 milyar Müslümandır deyince hemen sen Hamas lısın, sen teröristsin demeye başladılar. Adam da valla ben namaz kılmayan, oruç tutmayan, zekât vermeyen biriyim Hamas la da hiç ilgim alakam yoktur. Burada bütün Müslümanların hakkı var dedi ve tekliflerini reddetti. Ondan sora Katara döndü tövbe edip namaz kılıp oruç tutmaya başladı zekatını da Hamas ın dışında kimseye vermemeye başladı. Çünkü anladı ki Hamas ümmetin onurunu korumak, Aksayı ve Filistini işgalci siyonistlerden kurtarmak için çaba gösteren bir kuruluştur.
Kardeşlerim
Allah c.c ayaklarımızı bu dava üzerine sabit kılsın gördünüz üç savaştır direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz. İki gün önce yine gördünüz Siyonistler Gazze ye bir saldırı düzenledi ve öyle bir direnç gösterdik ki siyonistler kendi başlattıkları saldırıyı kendileri ateşkesle durdurmak zorunda kaldı. Buda Allahın bir lütfü ve açık yardımı sayesindedir.
Kardeşlerim
Filistin’deki kardeşleriniz Gazze ablukasının kaldırılması ve Filistin’in özgürleştirilmesi noktasında sizlerin yaptığı bütün çabaları görmekte ve bu konuda sizleri takdir etmektedir. Gerek Mavi Marmara, gerekse diğer insani yardımların ulaştırılması için yapılanlar çok büyük çaba ve adımlardır. Gazze ablukasının kaldırılması için canını ortaya koyan Mavi Marmara şehitleri bize yalnız olmadığımızı hissettirdi ve bu davanın bütün Müslümanların ortak davası olduğu bilincini pekiştirdi. Sizlere yapılan ekonomik, siyasi baskı ve saldırıları da aynı şekilde görmektedir. Hele ki TL ye yapılan saldırılara çok kızmaktadırlar ve size dua ediyorlar. Aslında size yapılan baskılar İslam alemine ve Müslümanlara verdiğiniz desteklerden kaynaklanıyor.
Kardeşlerim
Filistin’deki kardeşleriniz özellikle Gazze’deki kardeşleriniz Ramazana abluka altında her türlü sıkıntılarla girdi. Diyebilirsiniz ki Suriye, Yemen, Libya buralarda da savaş var neden Filistin neden Gazze! Evet, saydığımız İslam ülkelerinde de savaş var fakat kardeşlerim onların sınırları açık yardımlar rahatlıkla ulaştırılabiliyor! Ama Gazze dört bir tarafı kuşatılmış adeta boğulmak isteniyor. Yeteri kadar su, yiyecek, elektrik yok. Binalar bombalarla yıkılıyor onları onaracak yada yenisini inşa edecek yeteri kadar inşaat malzemesi yok. Hiçbir şeyin girmesine izin verilmiyor! Temel insani yaşam malzemelerinin dahi girmesi engelleniyor. Siyonistler tarafından! İki milyon insan açlığa, susuzluğa ve ölüme mahkum edilmiş vaziyette. Yapılan bazı yardımlara siyonist güçler el koyup imha ediliyor! Ancak gizli ve güvenilir kanallarla oraya yardım ulaştırılıyor. Geçen senelerde sizlerden gönderilen kurban etlerine siyonistler el koydu ve uzak bir yerde kokmaya terk ettiler. Etler kokunca köpeklere yem edildi. Buna rağmen kardeşlerinize yardımlar güvenilir yollarla ulaştırılabilir. Allah c.c ayaklarımızı bu dava üzerine sabit kılsın, bizi ve sizi muvaffak etsin.
Hassasiyet gösterip geldiğiniz ve sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum Allaha emanet olun Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu.

PROGRAMDA EMEĞİ GEÇEN VE KATILAN HERKESE TEŞEKKÜR EDERİZ.

RUHA-DER /DAVET ve KARDEŞLİK VAKFI-ŞANLIURFA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir